Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Ayasofya sözleri! Bütün salon ayakta alkışladı

Son dakika: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “1 milyon 300 bin imam hatiplinin artık türevini istiyoruz. Bunların imam hatiplerden, ilahiyatlara yetmez, tüm üniversitelere başarı oranları yüksek olarak dağılmalarını istiyoruz. Bunu yapar mıyız? Ben yapacağımıza inanıyorum.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Burhan Felek Salonu’nda düzenlenen 3. Internasyonal İlahiyat Gençlik Buluşması ve İlahiyat Yıldızları Ödül Töreni’nde yapmış olduğu konuşmada, tüm katılımcıları en kalbi duygularıyla, hasretle ve muhabbetle selamladığını söylemiş oldu.

“Tanrı’ın selamı, rahmeti, bereketi hepinizin, hepimizin üstüne olsun” diyen Erdoğan, “Siz değerli ziyaretçilerimizin şahsında 81 vilayetimizin tamamındaki gençlerimizi, kalbi bizimle çarpan tüm genç kardeşlerimi selamlıyorum. Fatih’in emaneti aziz İstanbul’dan siz değerli üyelerimizin vasıtasıyla gönül coğrafyamızın dört bir tarafındaki kardeşlerimize, dostlarımıza, gözünü ülkemize çevirmiş tüm mazlum ve mağdurlara selamlarımı gönderiyorum.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Internasyonal İlahiyat Gençlik Buluşması münasebetiyle istikbalin teminatı ve mimarı olan gençlerle bir araya gelmenin bahtiyarlığı içinde olduklarını vurgulayarak ”Ahde vefanız ve sevdanız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.” ifadesini kullandı.

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen gençlik buluşmasının ülke, millet ve tanrı bilim topluluğu için hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyleki devam etti:

“Karşımdaki şu kardeşlik tablosuna baktığımda şairin o güzel müjdesine hamdolsun, bizlerin de nail bulunduğunu görüyorum. ‘Gittiğimiz yollara, vardığımız illere, sevgiyi gönüllere saçtık elhamdülillah. Kaynadık, pınar olduk. Sulandık, dere olduk. Akıp denize dolduk. Taştık elhamdülillah. Rabb’ime kalplerimiz içinde kuvvetli köprüler kurduğu, bizleri birbirimize kardeş kıldığı için hamdüsenalar ediyoruz. Böylesine güzel bir atmosferde gönüllerimizi kavuşturan Türkiye İlahiyatlar Derneğine, azca ilkin kardeşime de söyledim. İlahiyatlar mı diyeceğiz? İlahiyatlılar mı diyeceğiz? Bir değerlendirme yapacaklar bakalım. Hayırlısı olur inşallah.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dernek başkanı ve yol arkadaşlarına, toplantıya destek veren kurum ve kuruluşlara şahsı ve milleti adına teşekkürlerini sunarak “Aynı şekilde ülkemizin dört bir köşesinden İstanbul’umuza teşrif eden, heyecanlarıyla, sevdalarıyla, samimiyetleriyle bizleri bağırlarına basan siz genç kardeşlerime de en kalbi şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

BÜTÜN SALON AYAKTA ALKIŞLADI

Gençlere seslenen Erdoğan, “Rabb’imiz ne buyuruyor? ‘Gevşemeyin, hüzünlenmeyin, eğer hakkaten inanıyorsanız muhakkak üstün olan sizsiniz.” Hazreti Mevlana da adeta bu müjdeyi tefsir edercesine şöyleki diyor: ‘Ümitsizliğin ardında nice ümitler var, karanlığın ardında nice güneşler var.'” ifadelerini kullandı.

3

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek kendi siyasal mücadelelerine gerekse tanrı bilim fakültelerinin bir asrı aşan serencamına bakıldığında, bu müjdelerin onlarca defa tezahür ettiğinin görüldüğünü vurgulayarak şöyleki devam etti:

“Rabb’im bizlere, belediye başkanı, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak 25 yıl süresince aziz milletimize hizmet etmeyi nasip etti. Rabb’im bizlere, her karışında bir şehidin yatmış olduğu bu aden vatana sayısız eserle mührümüzü vurmayı nasip etti. Rabb’im bizlere, ecdadın hayalini kurduğu nice görkemli projeyi, engellemelere karşın hayata geçirmeyi nasip etti. Gençlik yıllarımda spikerliğini yaptığım Sultanahmet Meydanı’nda Üstat konuşuyor. Üstat orada konuşurken Ayasofya’yı gösteriyor. ‘Ayasofya açılacak, Ayasofya açılacak, Ayasofya açılacak.’ Ben de takdim yapıyorum. Ve elhamdülillah Ayasofya açıldı mı? Açıldı. Bizlere de nasip oldu mu? Oldu. Tanrı’ımıza hamdolsun. Rabb’im bizlere, darbeciler tarafınca ulusal iradeye yaralanan prangaları tek tek söküp atmayı nasip etti. Rabb’im bizlere, yurttaşlarımızın canına kasteden FETÖ’den PKK’sına kadar tüm terör örgütlerinin başını ezmeyi nasip etti. Rabb’im bizlere, Türkiye’nin şefkat ve acıma sancağını dünyanın dört bir yanına ulaştırmayı nasip etti. Rabb’im bizlere, komşularımızdan başlayarak Balkanlar’dan Kafkaslar’a, Afrika’dan Asya’ya tüm mazlum ve mağdurlara haiz çıkmayı nasip etti. Rabb’im bizlere, kendi öz yurdunda senelerdir parya muamelesi gören insanımıza öz itimat aşılamayı nasip etti. Rabb’ime sonsuz hamdüsenalar olsun, 86 yıl aradan sonrasında Ayasofya’nın, evet zincirlerini kırarak mührünü sökmeyi de nasip etti. Üstat o şekilde diyordu, ‘Aziz bir kitap şeklinde açmayı nasip etsin.’ diyordu. Hamdolsun, Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’ni dualar, niyazlar, gözyaşlarıyla, Fatih’in vasiyetine uygun şekilde asli kimliğine tekrardan kavuşturduk.”

Böylece yalnız Ayasofya ve İstanbul’un değil, Türkiye’nin ve tüm İslam aleminin on senelerdir içini dağlayan bir acıyı dindirme şerefine nail olduklarını dile getiren Erdoğan, “Biz Hakk’ın, hakkaniyetin ve adaletin tecellisi için samimiyetle çalıştıkça, Rabb’im de işlerimizi kolaylaştırdı, önümüzü açtı, nusretini, rahmetini en zor zamanlarımızda üzerimizden asla tamamlanmamış etmedi. Son 20 senelik başarılarımızın rehberliğinde, şimdi oldukça daha büyük hedeflere kilitlendiğimiz sıkıntılı bir yola revan oluyoruz. Bu yolculuğun menzili Türkiye Yüzyılı’na ulaşmaktır. İçinde bulunduğumuz yüzyılı Türkiye’nin ve aziz milletimizin asrı yapana kadar durmayacak, dinlenmeyecek, mücadelemize devam edeceğiz.” dedi.

2

“1 MİLYON 300 BİN İMAM HATİPLİNİN ARTIK TÜREVİNİ İSTİYORUZ”

“Türkiye İlahiyatlar Derneğinin kuruluşundan bu yana geçen 5 senelik sürede teşkilatlanmasını tamamlayarak mühim hizmetlere imza attığını aktaran Erdoğan, ilahiyatlı gençlerin kendilerini geliştirmelerine destek olma gayesiyle derneğin yürüttüğü emekleri takdirle karşıladıklarını söylemiş oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’de değişik illerde okuyan tanrı bilim öğrencileri içinde birliğin tesisi, dayanışmanın güçlendirilmesi, işbirliğinin artırılması yolunda gösterdiği gayretler dolayısıyla derneğimizi kutlama ediyorum. Azca ilkin Diyanet İşleri Başkanımızın ifade etmiş olduğu şu cümleler hakkaten oldukça oldukça anlamlıydı. İlahiyatların adeta yokluğu solunum etmiş olduğu günler. İşte Sakarya’da dekan olduğu süreci konu alıyor Ali Hocam. Bir tek o mu? Eskişehir’de neredeyse talebe yoktu. O şekilde bir konuma gelmişti tanrı bilim.” ifadelerini kullandı.

Aynı şeyin imam hatiplerde de yaşandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“İmam hatiplerin tüm öğrencilerini adeta kapı dışarı etmişler ve tüm Türkiye’deki imam hatiplerde talebe sayısı nereye düşmüştü? 60 bine. Şimdi 1 milyon 300 bin talebe var. Doğal tüm bunlarla birlikte 1 milyon 300 bin imam hatiplinin artık türevini istiyoruz. Bunların imam hatiplerden, ilahiyatlara yetmez, tüm üniversitelere başarı oranları yüksek olarak dağılmalarını istiyoruz. Bunu yapar mıyız? Ben yapacağımıza inanıyorum. Bu kardeşinizi cumhurbaşkanı meydana getiren bu millet, Tanrı’ın izniyle her türlü üniversitelerde de başarıyı yakalar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapmış olduğu konuşmada, siyasette de sivil toplumda da toplumsal hayatta da zaferin parolasının uhuvvet ve vahdet bulunduğunu söylemiş oldu.

4

Meselenin asla sayı olmadığını, aslolan gücün özellikte, kalitede bulunduğunu, aslolan etkinin mücadeleyi örgütlü bir halde yürütmekle sağlanacağını özetleyen Erdoğan, “Bunun için ‘Beraber rahmet, ayrılıkta azap vardır.’, bu emri ilahinin bizlere işaret etmiş olduğu yoldan asla ayrılamayız. Vakıf ve derneklerimiz hayırda yarışırken kesinlikle tefrikaya düşmemeli, ne olursa olsun dayanışma içinde hareket etmelidir. Bu bakımdan ilahiyatçı gençlerimizin bir araya gelmesini, ortaklaşa bir zeminde güç birliği yapmasını oldukça kıymetli buluyorum.” diye konuştu.

Bugün hasbihal etmenin, birbiriyle özlem gidermenin yanı sıra İlahiyat Yıldızları Ödülleri’ni de takdim edeceklerini aktaran Erdoğan, hüsn-i hattan siyer-i nebi öykü yazımına değişik alanlarda ödül alacak genç ilahiyatçıları kutlayarak, başarılarının daim olmasını diledi.

Salondaki her bir gencin başarısını, Türkiye Yüzyılı’nı inşa yolculuklarında önlerini aydınlatan bir meşale olarak gördüklerini dile getiren Erdoğan, bu anlayışla Türkiye’nin en büyük beşeri sermayesi olan genç nesillere kıymet katan, katkı sunan her türlü projeyi desteklemeyi vazife bildiklerinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatana, millete, ümmete hayırlı fertler yetiştirme çabasında olan her insanın, tüm kurum ve gönüllü kuruluşlarımızın başımızın üstünde yeri vardır. Gençlerimize ufuk ve vizyon kazandıran çalışmalara sahiplenmek bizim en öncelikli vazifemizdir. Bugüne dek olduğu şeklinde inşallah gelecekte de sizlerle birlikte ülkemizin tüm gençlerinin yanında olmayı sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.

5

“İLAHİYATLAR DA ÜLKENİN BELLİ DÖNEMLERİNE AYNA TUTAN MÜESSESELERDİR”

İlahiyat fakültelerinin zamanı, misyonu ve serencamı itibarıyla kesinlikle bayağı yükseköğretim kurumları olmadıklarını vurgulayan Erdoğan, tıpkı imam hatipler şeklinde ilahiyatların da ülkenin belli dönemlerine ayna tutan müesseseler bulunduğunu söylemiş oldu.

Türkiye’de millet ile devleti yönetenlerin aynı yöne bakmış olduğu, benzer hassasiyetleri taşımış olduğu süre dilimlerinde bu kurumların desteklendiğini, teşvik edildiğini özetleyen Erdoğan, milletin inancının ve değerlerinin horlandığı dönemlerde ise ilahiyatların “üvey evlat” muamelesi gördüğünü açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tanrı bilim fakültelerinin 122 senelik tarihinin bunun çarpıcı örnekleriyle dolu olduğuna işaret ederek, şöyleki devam etti:

“Çağıl anlamıyla bir üniversite bünyesinde oluşturulan ilk tanrı bilim fakültesi, 1900 senesinde Darülfünun’da kurulan Ulum-i Aliye-i Diniyye Şubesi’dir. Burada talebeler tefsir, hadis ve usulü, fıkıh ve usulü, kelam ile İslam zamanı derslerinde 4 yıl süreyle eğitim almışlardır. Zaman içinde bu şubenin hem adı hem de müfredatı değişmiş, 1924 senesinde kapatılmadan ilkin Süleymaniye Medresesi olarak hizmet vermiştir. 1925 senesinde İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi adıyla tekrardan oluşturulan kurumun ömrü maalesef oldukça kısa sürmüştür.

Fakülte, ortaöğretimde din derslerinin kaldırılması ve diyanet teşkilatında kadro yokluğu şeklinde sebeplerle bir süre sonra yeniden kapatılmıştır.”

6

Tek parti zihniyetinin Türkiye’nin üstüne karabasan şeklinde çöktüğü bu devrin, milletin hafızasında oldukça derin yaralar açtığını belirten Erdoğan, “Üstat Necip Fazıl, tarihimizin bu safhasını ‘Tanrı ve terbiye demenin yasaklandığı seneler.’ olarak tanım ediyor. Minarelerimizin 18 yıl süresince Ezan-ı Muhammedi’ye özlem kalmış olduğu… Camilerimizin bakımsızlıktan dolayı yıkıldığı, satılmış olduğu, ahıra çevrildiği… Kur’an-ı Kerim eğitiminin sadece gizli saklı saklı bir halde verilebildiği… Hakk’ı ve hakikati söyleyen alimlerimizin horlandığı, yargılandığı, asılmış olduğu… Medeniyetimize ilişkin ne var ise ‘gerilik emaresi’ denilerek aşağılandığı… İnsanımızın, bırakın camide namaz kıldıracak imamı, cenazesini dini usullere nazaran yıkayacak gassal bile bulamadığı…” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gassal bulunamamasıyla ilgili tanık olduğu bir anıyı şu sözlerle söyledi:

“Bir zamanların Ulusal Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu, Ulusal Türk Öğrenci Birliği Cağaloğlu’nda bir konferansında dinledim. Dediler ki ‘Bizlere hızlıca bak cenazelerimiz yıkanamıyor, ortada kaldı, ölülerimizi yıkayacak, gassal yetiştirecek kurslar açın. Bizlere bu şekilde yönerge verdi.’ İsmini vermeyeceğim, verenin kim bulunduğunu anlamanız lazım. Ikimiz de diyor yalnız gassal yetiştirmek suretiyle kurslar açtık. O süre Ulusal Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu. İmam hatiplerin mazisi aslına bakarsak oraya dayanıyor. Gassal yetiştirmek suretiyle açılmış okullar. Doğrusu bizim kökümüz oradan geliyor. Hasılı milletimize asli kimliğini hatırlatan tüm değerlerin silinmek istendiği bu korkulu yıllarda, öteki bilimsel faaliyetler şeklinde tanrı bilim eğitimi de verilemedi. Bir tek gassal yetiştireceksin, oradan geliyoruz. Benim imam hatipteki İngilizce hocam, ‘Siz ölü yıkamak için mi buraya geldiniz?’ diye bizlere derste söylüyordu. Bizim nereye gideceğimizin, nereye varacağımızın bilincinde değildi. Elhamdülillah, nereden nereye…”

“ŞİMDİ ARTIK HEP İLERİ, DURMAK YOK İLERİ”

İlahiyat fakültelerinin kapısındaki zincirlerin kırılmasının sadece Türkiye’nin oldukça partili siyasal hayata geçmesiyle mümkün olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Biz kızlarımızı imam hatip okulunun kapısında maalesef kaçırmak zorunda kaldık. Niçin dolayı? Başörtüsünden dolayı. Ben kızımı İstanbul’dan Trabzon’a gönderdim. Oradaki imam hatibin müdürü de benim derslik arkadaşımdı. ‘Buraya gönder, ben burada okuturum.’ dedi. Bu çileleri çeken burada nice aileler var. Bu sıkıntıları yaşayan nice aileler var fakat elhamdülillah bunların hepsi mazi oldu. Şimdi artık hep ileri, durmak yok ileri.” diye konuştu.

7

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonraki yıllarda bilhassa vesayet süreçlerinde tanrı bilim fakültelerinin de sıkıntılı günler yaşadığını, baskıya maruz kaldığını dile getirerek şunları kaydetti:

“Tek parti faşizmini tekrardan hortlatmaya çalışan 28 Şubat zihniyeti, imam hatipler ve meslek liseleriyle beraber tanrı bilim fakültelerini de hedef almıştır. İmam hatipler ve meslek liselerinin önü katsayı engeliyle kesilirken, tanrı bilim fakültelerinin kontenjanları düşürülmüş, mezunlarının öğretmen olma hakları çeşitli bahanelerle gasbedilmiştir. Üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağı tanrı bilim fakültelerine de teşmil edilmiş, dini eğitim veren kurumlara tesettürle girmek mümkün olmamıştır. Darbeciler, anti demokratik düzenlemeler yanında ülkemizin köklü tanrı bilim fakültelerinin içlerini boşaltmak suretiyle de bu müesseselerle hesaplaşma yoluna gitmiştir.

İslami ilimlerde internasyonal itibara haiz saygıdeğer hocalarımız baskıyla, tehditle, sürgünle görevden uzaklaştırılırken, yerlerine darbecilerin her yaptığına kılıf uyduran şakşakçı tipler getirilmiştir. 28 Şubat’ın canlı şahitleri o meşum günlerde yaşanmış olan hukuksuzlukları, adaletsizlikleri ve hak gasplarını oldukça iyi hatırlıyor. Biz de gerek siyasetçi gerek ebeveyn olarak milletimizin evlatlarına meydana getirilen zulümleri yakinen biliyoruz. Rabb’im tekrar bu milleti tek parti faşizmi özentisi darbeci zihniyetin insafına bırakmasın diyoruz.”

8

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapmış olduğu konuşmada, milletin desteği ve Rabb’in yardımıyla, “Bin yıl sürecek” denilen 28 Şubat karanlığına 3 Kasım 2002 seçimleriyle son verdiklerini söylemiş oldu.

“Hiçbir şey eskisi şeklinde olmayacak” şiarıyla Türkiye’de merkezinde demokrasinin, özgürlüklerin ve adaletin olduğu yeni bir süreci başlattıklarını ifade eden Erdoğan, “Geçtiğimiz 20 yıl süresince hayata geçirdiğimiz demokrasi ve kalkınma reformlarıyla Türkiye’de sessiz bir devrim gerçekleştirdik. Üniversite kapılarına kurulan ikna odalarının kaldırılmasından katsayı adaletsizliğine son verilmesine, tanrı bilim öğrencilerimizin gasbedilmiş haklarının iadesine kadar, her alanda zamanı özellikte adımlar attık. Her evladımızın istediği lisede ve yükseköğrenim kurumunda, yüreğinde hiçbir kaygı duymadan okuyabilmesinin önünü açtık.” diye konuştu.

Siyer-i Nebi ve Kur’an-ı Kerim derslerinin seçmeli ders olarak eğitim müfredatında yer almasını temin ettiklerini hatırlatan Erdoğan, tanrı bilim fakültesi mezunlarının kamudaki emek verme alanlarını genişlettiklerini belirtti.

9

“TÜM KADINLARIMIZA KAMUDA FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLIYORUZ”

Internasyonal tanrı bilim programlarıyla, yurt dışındaki vatandaşlar ile dost ve kardeş ülkelerin evlatlarına haiz çıktıklarını anımsatan Erdoğan, konuşmasına şöyleki devam etti:

“Bugün tanrı bilim fakültesini bitiren gençlerimiz, eğitimleriyle mütenasip tüm alanlarda, hiçbir engelle karşılaşmadan özgürce vazife yapabiliyor. Kızlarımız, kılık-kıyafetleri dolayısıyla ötekileştirmeye maruz kalmadan yaşamın derhal her alanında mesuliyet üstlenebiliyor. Hakim olabiliyor mu? Oluyor. Savcı olabiliyor mu? Olabiliyor. Asker olabiliyor mu? Olabiliyor. Polis olabiliyor mu? Olabiliyor. Demek ki istenince her şey olabiliyor. Başı açık yada başörtülü ayrımı yapmadan gençlerimiz başta olmak suretiyle tüm hanımlarımıza kamuda fırsat eşitliği sağlıyoruz. Şimdi ana muhalefetin başındaki zat çıktı, ne dedi? ‘Gelin’ dedi, ‘Şu anda başörtüsüyle ilgili yasal bir düzenleme yapalım’. Yasal bir düzenlemeye gerek yok ki. Gene bizlere oyun mu çekmek istiyorsun, tuzak mı oluşturmak istiyorsun? Eğer bu mevzuda samimiysen gel, anayasa değişikliğini yapalım. Bundan dolayı biz tekrar bu tuzaklara gelmek istemiyoruz. Anayasal bir düzenleme yapalım ve bu işi bitirelim. Şimdi anayasal düzenleme metnini Meclis’e yolladık. Samimiyetlerini göreceğiz. Bakalım bu mevzuda bunlar samimi mi değil mi göreceğiz. Müslüman bir sokulduğu delikten tekrar sokulmaz. Biz tekrar sokulmak istemiyoruz.”

Çalışmak, üretmek, kendini geliştirmek, hayallerinin peşinden gitmek, ülkeye ve millete hizmet etmek isteyen gençler için devletin tüm imkanlarını seferber ettiklerini vurgulayan Erdoğan, “Daha 20 yıl öncesine kadar okulu, giysisi, saçı-sakalı sebebiyle kamusal yaşamın dışına itilmiş evlatlarımızın, bugün devletin ve iş dünyasının en üst kademelerinde vazife yaptığını görmekten sevinç duyuyoruz. İnşallah atacağımız yeni adımlarla bu tabloyu daha da güçlendireceğiz.” dedi.

10

“BUNLARIN DERTLERİ ÇOCUK İSTİSMARINA TEPKİ KOYMAK DEĞİL”

Türkiye’de, ne sebeple olursa olsun hiçbir gencin hak yitirilmesine uğramadığı, gelecek kaygısı yaşamadığı iklimi tahkim etmekte kesin olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu da birileri şeklinde toplumsal medyadaki düzmece demokrasi şovlarıyla değil, gerekirse anayasayı değişiklik yapmak dahil hukuki yollarla gerçekleştireceğiz. Çetin mücadeleler neticesinde karşılık ödeyerek elde ettiğimiz demokratik kazanımları, kendini hala vesayetin aparatı şeklinde gören güruhun ihtiraslarına kurban edemeyiz. Son haftalarda tanık olduğumuz kimi vakalar, bizlere tek parti zihniyetinin halen pusuda beklediğini göstermiştir. Hepimizin içini acıtan bir istismar vakası üstünden 28 Şubat heveslisi kesimler, derhal içlerindeki kin ve nefreti kusmaya başlamışlardır.” diye konuştu.

Geriye doğru bakıldığında bugün ortalığı yıkanların geçmişinin ne kadar kirli, ne kadar çifte standartla dolu bulunduğunun görülebileceğini dile getiren Erdoğan, şöyleki devam etti:

“Biliyoruz ki bunların dertleri çocuk istismarına tepki koymak değil, kin ve nefret duygularını sergileyebilecekleri zemin hazırlamaktır. Bundan dolayı bunlar tarihimizin hiçbir döneminde, terör örgütünün dağa kaçırılmış olduğu, iğfal etmiş olduğu, Kandil’deki terör baronlarına peşkeş çekmiş olduğu 13-14 yaşındaki kızlarımız için gıklarını bile çıkarmadılar. Diyarbakır annelerini görmediler. Moda ve eğlence endüstrisinin meta haline getirmiş olduğu kızlar için seslerini yükseltmediler. LGBT denilen marjinal akımların sapıklıklarına alet edilen 3-5 yaşındaki çocuklarla ilgili hiçbir tepki göstermediler. Karşıcılık partilerinde ayyuka çıkan rahatsız etme, saldırı, istismar skandalları karşısında kıllarını bile kıpırdatmadılar. Hanımlarımızı aşağılayanlar, şehit bacısına, affedersiniz, ağız dolusu küfreden müptezellerle ilgili tek bir kınama cümlesi dahi kurmadılar. Ciğerpareleri zorla kendilerinden kopartılan Diyarbakır annelerinin kapısını bir kez olsun çalmadılar, acılarını paylaşmadılar, hallerini-hatırlarını sormadılar. PKK’lı alçakların canice katlettiği hanım öğretmenlerimiz, çocuklarımız, kızlarımız, bebeklerimizle ilgili çıkıp tek bir eleştiri getirmediler. Hasılı temel insan hak ve özgürlükleri mevzusunda bugüne dek ilkeli, onurlu, dürüst tek bir duruş sergileyemediler. Bunu yapmadıkları şeklinde ellerine geçirdikleri her fırsatı da millete, milletin inancına ve kurumlarına düşmanlık etmek için kullandılar.

Meclis kürsüsünden alçakça iftiralarla vakıflarımızı, derneklerimizi, gönüllü teşekküllerimizi, sivil cemiyet kuruluşlarımızı tehdit edenler, bu tavırlarıyla aslolan niyetlerini de deşifre etmişlerdir.”

11

KILIÇDAROĞLU’NA ÇAĞRI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Helalleşme” çağrısını hatırlattı.

Erdoğan, “Ne dediler? ‘Helalleşme.’ Bu şekilde davet yapmış oldu. Ajans mahsulü fena bir tiyatrodan, yalnız bir göz boyamadan ibaret olduğu, bu vesileyle ortaya çıktı. Tek parti zihniyetinin değişmediğini ve asla değişmeyeceğini, 85 milyon olarak, hep beraber tekrardan görmüş olduk. Meclis’e sunduğumuz anayasa değişikliği teklifiyle işte tüm bu habis niyetlerin önüne set vurmayı hedefliyoruz. Böylece başörtüsüne anayasal güvence kazandırırken sapkın akımların hedefi haline gelen aile müessesesini de bu anayasa metnine inşallah koyacağız. Dileğimiz, teklifimizin insanımızın beklentilerine uygun şekilde, en geniş mutabakatla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçmesidir. Eğer ihtiyaç duyulan çoğunluk sağlanamaz, bu süreçte bir yol kazası yaşanırsa normal olarak son sözü gene milletimiz söyleyecektir. İnşallah referanduma gerek kalmadan, Meclis’imizdeki akıl, vicdan, mesuliyet sahibi milletvekillerimizin de kuvvetli desteğiyle bu meseleyi kalıcı bir çözüme kavuşturacağımıza inanıyorum.” diye konuştu.

13

“İLAHİYAT GENÇLİĞİNİN TERCİHİNİN TÜRKİYE YÜZYILI’NDAN YANA OLACAĞINDAN ŞÜPHE DUYMUYORUM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonomide, savunmada, diplomaside, teknolojide, sporda ve bilimsel çalışmalarda Türkiye’yi dünyanın şampiyonlar ligine taşıyacaklarını belirterek şunları söylemiş oldu:

“Yarın gece ‘Merhaba’ diyeceğimiz 2023’ü, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun dibacesi haline getirmeye var mıyız? Buna hazır mıyız? Bunun için 2023 seçimleri oldukça büyük ehemmiyet taşıyor. Türkiye, bu seçimlerde yalnız gelecek 5 yılının değil, gelecek 25 yılının, 50 yılının hatta 100 yılının iyi mi olacağına karar verecektir. Ülkemiz ya son 20 senedir kesintisiz sürdürdüğü kutlu yürüyüşünü daha da hızlandıracak ya da sonu çıkmaz olan karanlık bir yola girecektir. Türkiye ya kuvvetli, vizyoner, dirençli liderlik altında geleceğe yürüyecek ya da kavganın, entrikanın gırla gittiği arkaik bir yapının esiri olacaktır. Milletimiz ya 20 yıl öncesinin kaotik günlerine geri dönecek ya da aydınlık yarınlarına yürümeye devam edecektir. Bilhassa gençlerimizden, sandığa gittiklerinde oylarını kullanmadan ilkin, yalnız iki siyasal ittifak içinde değil, bununla birlikte iki Türkiye içinde da bir tercih yaptıklarını unutmamalarını istirham ediyorum. Cumhur İttifakı olarak şu anda Türkiye’yi dolaşıyoruz. İlahiyat gençliğinin tercihinin Türkiye Yüzyılı’ndan yana olacağından kuşku duymuyorum. Gözlerinin ışıltısında ülkemizin ve İslam dünyasının aydınlık yarınlarını gördüğüm siz genç kardeşlerime inanıyorum, güveniyorum. Tanrı yar ve yardımcımız olsun diyorum. Mevla bizleri, mukaddes kitabımız Kur’an’ın, yaşam rehberimiz Peygamber Efendimizin yolundan ayırmasın diye yakarış ediyorum.”

12

Cumhurbaşkanı Erdoğan 3. Internasyonal İlahiyat Gençlik Buluşması’nın hayırlara vesile olmasını dilerken buluşmanın düzenlenmesinde alın teri döken kurumları ve ödül alan kişileri kutlama etti.

Törene Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ile tanrı bilim mezunları ve öğrenciler katıldı.

Konuşmaların arkasından Türkiye İlahiyatlar Derneği Genel Başkanı Mehmet Salih Turan, günün anısına Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hat yazılı tablo armağan etti.

Merasim, “Hüsn-i Hat”, “Siyer-i Nebi Öykü Yazımı” ve “Proje Yazımı” dallarında dereceye girenlerin plaketlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden almasıyla bitti. (AA)

14

5 kişi öldü, 2 kişi kör oldu! İstanbul'da ölüm zinciri: '35-40 liraya satardı'5 şahıs öldü, 2 şahıs kör oldu! İstanbul’da ölüm zinciri: ’35-40 liraya satardı’
7 yaşındaki Melis'in sır ölümü! Boğaz ağrısıyla götürdüler...7 yaşındaki Melis’in sır ölümü! Boğaz ağrısıyla götürdüler…
ATM'den çektikleri paraya bakınca gözlerine inanamadılarATM’den çektikleri paraya bakınca gözlerine inanamadılar

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.