
Reuters’ta piyasaya çıkan “İçeridekiler Erdoğan’ın haber merkezlerini iyi mi denetim altına aldığını konu alıyor” başlıklı haberde, İletişim Başkanlığı, Basın İlan Kurumu ve RTÜK’ün medyayı denetim altına almak için kullanıldığı iddia edildi.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun habere sert tepki gösterirken, Twitter hesabında yapmış olduğu açıklamada, Reuters’ı “idrak operasyonu” yapmakla suçladı.
Reuters’ın hususi haberinde “Erdoğan’ın damadı 2020 sonunda Maliye Bakanlığı’ndan ansızın çekilme ettiğinde, Türkiye’nin başlıca haber merkezlerindeki dört çalışanın müdürlerinden, hükümet onay vermeden haber yapılmaması yönünde net bir yönerge aldıklarını söyledikleri” aktarılıyor.
Haberde, “Berat Albayrak’ın Pazar akşamı bir Instagram paylaşımıyla duyurduğu istifasının internasyonal ve bağımsız Türk medya kurumlarınca haber yapıldığı söyleniyor ve “Fakat ülkede ana akım medyaya hakim olan hükümet yanlısı gazeteler ve televizyonlar Erdoğan’ın yakın çevresinde ortalama 20 senelik iktidarında görülen bu en trajik çatlak mevzusunda 24 saatten fazla sessiz kaldı” deniliyor.
Jonathan Spicer imzalı haberde, “bu yaşananların bir zamanlar daha canlı düşünce tartışmaların yer almış olduğu ana akım Türk medyasının iyi mi hükümet onaylı manşetler, birinci sayfalar ve tv tartışmaları başlıklarından oluşan sıkı bir emir-komuta zincirine dönüştüğünü gösterdiği” savunuluyor.
Haberde “Türk medyasındaki onlarca kaynak, hükümet yetkilileri ve düzenleyici kurumlarla meydana getirilen söyleşilerin, Erdoğan karşıtlarına nazaran Cumhurbaşkanı’nın, yargı, ordu, merkez bankası ve eğitim sisteminin büyük kısmı benzer biçimde daha ilkin bağımsız olan kurumlarla beraber hizaya getirilmiş bir medya sektörü resmi çizdiği” vurgulanıyor.
‘WhatsApp mesajlarıyla yönerge’
Reuters, haberde görüşlerine başvurulan kişilere nazaran bunda hükümet baskısı ve medyadaki oto sansürün rol oynadığını ifade ediyor.
Reuters, “10’dan fazla sektör kaynağının, haber merkezlerine talimatların çoğunlukla İletişim Başkanlığı’ndaki yetkililerden geldiğini söylediklerini” aktarıyor.
Reuters, “Erdoğan’ın yarattığı” İletişim Başkanlığı’nda 1500 kadar kişinin çalıştığını ve eski akademisyen Fahrettin Altun tarafınca yönetildiğini söylüyor.
Ajans şöyleki devam ediyor
“Bu insanların ifadelerine ve Reuters’ın incelemiş olduğu mesajlara nazaran Altun’ın yetkilileri talimatlarını telefonla ya da haber merkezi müdürlerine “abi” diye hitap ettikleri Whatsapp mesajlarıyla veriyor.
“Reuters, yorum almak için İletişim Başkanlığı ile temas ettiğinde, Altun’ın yaklaşımına aşina olan bir üst düzey hükümet yetkilisi, Altun’un haber gündemini belirlediği iddiasına ‘Kesinlikle o şekilde değil’ yanıtını verdi. Yetkili ‘Altun işinin bir gereği olarak arada editörlere ve muhabirlere brifing veriyor. Sadece bu haber kurumlarının editoryal bağımsızlıklarına karışacak ya da basın özgürlüğünü ihlal edilecek bir tarzda yapılmıyor’ diyor.”
Reuters, “söz mevzusu yetkilinin İletişim Başkanlığı’nın Albayrak’ın çekilme haberinin yapılmaması talimatı verdiği iddiası mevzusunda yorum yapmayı reddettiğini, Albayrak’ın da kuruluşun bu mevzuda yönelttiği sorulara cevap vermediğini” söylüyor.

Kaynak, Getty Images
Medyadaki satın almalar
Reuters’ın haberinde “Erdoğan destekçilerinin haberleri şekillendirmek için başka araçlara da haiz olduğu, 2008’de başlamış olan alımlarla en büyük medya markalarının Erdoğan ve AKP’ye yakın firmalar ve kişilerce denetim edilmiş olduğu” söyleniyor.
Ajans, yaptıkları bir veri analizinin de “devletin reklam bütçesinin büyük oranda hükümet yanlısı yayınlara aktarıldığını gösterdiği” vurgulanıyor. Gene ajansın yapmış olduğu bir veri analizine nazaran cezaların da neredeyse tamamen bağımsız ya da muhalif haber kaynaklarına verildiğini gösterdiği” iddia ediliyor.
Haberde görüşlerine yer verilen gazeteci Faruk Bildirici “Türkiye’de ana akım medya, haber vermek yerine hakikati gizleme işlevi görüyor” diyor.
Ajans, Cumhurbaşkanlığına Türk medyası üstündeki baskılar mevzusundaki soruların da gönderildiğini, sadece cevap alınamadığını belirtiyor.
Basın İlan Kurumu’nun ise Reuters’a yapmış olduğu açıklamada, bir sıkıdüzen aracı oldukları iddiasını reddettiği ve yayınların “görüşleri ve ideolojileriyle ilgilenmediklerini” söyledikleri aktarılıyor.
Radyo Tv Üst Kurulu’nun da (RTÜK) bir sıkıdüzen aracı olarak işlev görmüş olduğu ve Erdoğan’dan yönerge aldıkları iddialarını reddettiği belirtiliyor.

Kaynak, Getty Images
‘Kararlar en tepede alınıyor’
Ajansa konuşan, adının açıklanmasını istemeyen içerden bir kaynak “Devasa bir yapı fakat kararlar en tepede Altun ve yardımcıları tarafınca alınıyor” diyor.
Bu kaynağa nazaran Erdoğan ve hükümetini bilhassa iktisat ve askeri alanda zora sokabilecek büyük bir haber olduğunda, Altun rutin bir halde planlama için editörler ve muhabirlerle temas ediyor.
Ajansa konuşan tecrübeli bir TRT editörü de Albayrak çekilme ettiğinde “Haber yapabilmek için 30 uzun saat bekledik” diyor.
“Erdoğan’ın Şubat 2020’de 30’dan fazla Türk askerinin öldüğü hava saldırısında bir başka krizle karşı karşıya kaldığını söyleyen Reuters, buna rağmen ertesi gün ana akım tv kanallarında ilk haberin Avrupa Birliği ile Suriyeli sığınmacılar mevzusunda yaşanmış olan bir ihtilaf bulunduğunu, saldırıyla ilgili haberlerin ise resmi hükümet açıklamalarıyla kısıtlı kaldığını” söylüyor.
Ajans, bu mevzuda informasyon sahibi olan üç kişinin, İletişim Başkanlığı’nın isteğinin yerine getirildiğini söylediğini aktarıyor. Tecrübeli bir muhabir de Reuters’a “Data paylaşmama isteği geldi. Bu durumda, resmi açıklamalardan başka bir şey kullanamazsınız” diyor.
Üst düzey hükümet yetkilininse bu anlatımları reddettiği ve İletişim Başkanlığı’nın medya yöneticilerin hiçbir şekilde yönerge vermediğini söylediği aktarılıyor. Sadece yetkili “Halkın yanıltılmasını önlemek için belli kamu açıklamaları bağlamında muhabirlere brifing vermek tamamen organik. Bu brifingler çeşitli kanallar üstünden veriliyor” diyor.

Kaynak, Getty Images
Basın İlan Kurumu ‘sopası’
Reuters, Doğan Grubu’nun satın alınmasıyla, ana akım medyanın Erdoğan’ın arkasında toplanması sürecini tamamladığını belirtiyor. Demirören grubu’nun bu satın almayla büyük bir borç altına girdiğini vurgulayan Reuters, grubun Şubat 2020 itibariyle çeşitli alacaklılara 2,8 milyar dolar borçlu bulunduğunu belirtiyor.
Demirören Grubunu’nun ajansa yapmış olduğu yazılı açıklamada, Reuters’ı taraflı yayınlarına devam etmekle suçlamış olduğu, sadece Doğan Grubu’nun satın alınmasının grubun mali durumuna tesirleri mevzusundaki sorulara direkt cevap vermediği vurgulanıyor.
Haberde görüşlerine yer verilen eski Basın İlan Kurumu (BİK) çalışanı, Fırat Üniversitesi’nden gazetecilik profesörü Osman Vedüd Eşidir de geriye kalan ve hala hükümeti eleştiren gazeteler ve yayıncıların kurumun “sopasıyla” karşılaştığını söylüyor.
Reuters’a nazaran BİK bir yazının ya da haberin etik kurallarını ihlal ettiğine karar verirse, ilgili gazeteyi kamu reklamlarından yoksun bırakarak cezalandırıyor. Cezaların “neredeyse tamamının da beş önde gelen bağımsız gazeteye verildiği” vurgulanıyor.
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin de kurumun bir sıkıdüzen aracı olarak kullanıldığı iddialarını reddettiği ve Reuters’ yapmış olduğu açıklamada, “Sayın cumhurbaşkanımız ya da etrafındakiler kanallara verdiğimiz cezalar, işimiz ve süreçlerimizle ilgili bir kez bile yönerge vermedi” diyor.
Orhan Pamuk’a Nobel Ödülü haberi
Ajans, incelemiş olduğu ekran görüntülerinde İletişim Başkanlığı’ndaki yetkililerin ana akım haber merkezlerine kabine ya da parti üyelerinin açıklamalarının bazılarının öne çıkartılması, bazılarının da kaçınılması yönünde WhatApp mesajları attıklarını ifade ediyor.
Reuters, bazı muhabirlere nazaran de AKP milletvekillerinin de bazı konuşmaların öne çıkartılması ya da başka türlü ele alınmasını talep etmek için tertipli olarak haber merkezlerini aradıklarını ifade ediyor. Bazı sektör kaynaklarına nazaran de oto sansürün ana akım medyada çoğunlukla otomatik bir hale geldiği belirtiliyor.
TRT Editörü’nün Orhan Pamuk 2006’da Nobel Edebiyat Ödülünü aldığında, Erdoğan resmen kutlayana kadar kurumun bunu haber yapmadığını aktardığı ifade ediliyor.
Söz mevzusu editör “O denli rahatlamışım ki bugüne dek hatırlıyorum. Bundan dolayı kutlama olmasaydı, asla haberi veremezdik”diyor.

Kaynak, Getty Images
Altun’dan sert tepki: ‘Idrak operasyonu, manipülasyon’
İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise, Reuters’ta haberin yayımlanmasının peşinden, haber ajansına sert tepki gösterdi.
Altun Twitter’da Reuters’ın haberini alıntılayarak İngilizce yapmış olduğu açıklamada, “Türkiye İletişim Modeli uyarınca ülkede ve yurt haricinde başarıya ulaşmış faaliyetlere girişen İletişim Başkanlığı İngiltere merkezli Reuters Haber Ajansı tarafınca hedef alınması, doğru yolda olduğumuzun göstergesi ve onur nişanıdır” dedi.
“Son dört senedir Türkiye’yi hedef alan dezenformasyon kampanyalarına karşı savaşım ettiklerini” söyleyen Altun, “ülkenin bu tür girişimlere karşı dayanıklılığını artırdıklarını ve bir şeffaflık ortamı yarattıklarını” savunurken “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde daha uzun seneler Türkiye’ye hizmet etmeye bağlıyız” ifadelerini kullandı.
Altun, bunun “Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye’yi hedef alan idrak operasyonları ve sistemli manipülasyonun bir aracı olmakla” suçlamış olduğu Reuters’ın “ilk yanıltıcı ve düzmece haber yayınlayışı olmadığını” iddia etti.
Altun şöyleki devam etti;
“Reuters Daeş’in terör kampanyasının zirvesindeyken, ülkemiz bu örgütün üstüne acımasızca giderken, Türkiye’ye karşı dezenformasyon yaydı. Aslen bu, bazı Batılı hükümetlerin Suriye’ye yabancı terörist savaşçılarının gidişine göz yummalarını ya da haber alma servislerinin yardımıyla buna etken bir halde olanak sağladıklarını kapatma girişimiydi.”
“Reuters hem de, Türkiye başkanlık sistemini uygulamakta ilk adımları atarken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarını saptırmış ve düzeltme yapmak mecburiyetinde bırakılmıştı.
“Açıkçası Reuters’ın Türkiye’yi hedef alan ekonomik ve mali operasyonlarda verilen ve oynadığı belli görevi unutmak da mümkün değil. Türkiye İletişim Modelini ve Başkanlığını hedef alma girişimde bulunan bu tür bir haber. Reuters’ın niyetlerinin, hizmet etmiş olduğu amacın ve bu amaç uğruna yaptıklarını fazlaca iyi biliyoruz.
“Türkiye yalnız Türkiye’de değil, dünyanın çeşitli bölgelerinde tamamen sizin operasyonel haberciliğiniz yardımıyla işgal, askeri darbeler ve iç savaşlarla karakterize olan ve terör örgütlerini besleyen bir sisteme karşı Hakikati korumak için çaba sarfediyor.
“Avrupa’daki ekonomik krizin İngiltere’yle beraber kurumunuzu da zor duruma soktuğuna inanıyoruz. Masalarınızın arkasından haber yapmayı seçmişsiniz benzer biçimde görünüyor, bundan dolayı bu daha ucuz ve kolay. Bu şekilde, daha ilkin de yaptığınız benzer biçimde temelsiz önyargılar ve klişelerle dolu hayal ürünü ve uydurma senaryoları haber diye geçiyorsunuz.”
“Size bir kez daha koşullar ne olursa olsun gerçek gazetecilik yapma yolunun bu olmadığını hatırlatıyor ve gerçekleri, yalnız gerçekleri haber yapma çağrısında bulunuyoruz”
Yoruma kapalı.