Lübnan’ın Suriyeli mültecileri ülkelerine geri gönderme planıyla ilgili neler biliniyor?

Mahmut Hamsici | BBC Türkçe

2018'de Masnaa sınır kapısından geçerek Lübnan'dan Suriye'ye dönen, Suriyeli mülteciler.

Kaynak, Getty Images

Dünyada, nüfusuna oranla en fazla mülteciyi barındıran ülke olan Lübnan’da hükümet, hazırladığı yeni planla Suriyeli mültecileri adım adım ülkelerine göndermeyi hedefliyor.

Lübnanlı yetkililer, ülkenin, yaşamış olduğu derin ekonomik kriz karşısında büyük bir sığınmacı nüfusunu artık taşımakta zorlandığını korumak için çaba sarfediyor.

Çeşitli insan hakları örgütleri ise dönüş için Suriye’de şartların oluşmadığını ve geri gönderme yönteminin insan onuruna uygun olmadığını öne sürerek plana karşı çıkıyor.

BBC Türkçe, planla ilgili bilinenleri ve tartışmaları inceledi.

Lübnan’daki Suriyelilerin durumu ne?

6,7 milyon nüfusa haiz olan Lübnan, şahıs başına düşen sığınmacı sayısı açısından dünyada ilk sırada.

Lübnan hükümetine bakılırsa ülkede yaşayan Suriyelilerin sayısı 1,5 milyon.

Öte taraftan Lübnan, son dönemde tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşıyor.

Ülkede 2019’da süregelen, Covid-19 salgınıyla beraber artan, 2020’deki Beyrut Limanı patlaması ile iyice derinleşen ekonomik kriz, devam ediyor.

Birleşmiş Milletler verilerine bakılırsa günümüzde Lübnan toplumunun yüzde 80’i yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

Lübnan'daki Bekaa Vadisi'nde, Suriyelilerin yaşadığı bir kamp.

Kaynak, Getty Images

Hükümetin planında ne var?

Lübnan’dan Suriye’ye dönmek isteyen sığınmacılar senelerdir kendi bireysel başvurularıyla bunu yapabiliyor.

Hükümetin yeni planı ise organize ve kitlesel bir dönüş planını içeriyor.

Lübnan Yerinden Edilmiş Kişiler Bakanı Issam Şerafeddin, Temmuz ayında yapmış olduğu bir basın açıklamasında, hükümetin Suriyeli mültecileri tertipli olarak ülkelerine gönderme planını kamuoyuna duyurdu.

Bu açıklamasında Şerafeddin, “Suriyeli mültecilerin, oradaki cenk bittikten sonrasında ülkelerine dönmemeleri kabul edilemez” dedi ve ekledi: “Suriye devleti bu mevzuda iş birliği için elini uzattı.”

Bakan, Birleşmiş Milletler Sığınmacılar Yüksek Komiserliği’ne de (UNHCR) mevzuyla ilgili tekliflerde bulunduğunu, bunlardan birinin de Suriye, Lübnan ve UNHCR’dan meydana gelen üçlü bir komite oluşturmak bulunduğunu söylemiş oldu.

Plan, her ay 15 bin Suriyelinin ülkelerine gönderilmesini içeriyor.

Gideceklerin isimlerinin Suriye yönetimine bildirileceği, güvenlik kontrolü ve resmi kayıt işlemlerinin yapılacağı aktarılıyor.

Şerafeddin gene Temmuz ayındaki bir röportajında, “Bu; Lübnan için lüzumlu olan insani, onurlu, yurtsever ve ekonomik bir plandır. Bu planı hayata geçirme mevzusunda ciddiyiz ve bunu birkaç ay içinde yapmayı düşünüyoruz” dedi.

Lübnan basını, plan kapsamında, dönmek isteyen mültecilerin adların kaydettirebilecekleri 17 ofisin açıldığı bildiriyor.

Ülke basını, ilk konvoyun yola çıkmasının yakın olduğu yönünde haberler yayımlıyor.

Lübnan’da gösterim meydana getiren Al-Hurra haber sitesi, Şerafeddin’in kendilerine yapmış olduğu açıklamada, gidecek ilk kafiledeki insanların listesinin hazır bulunduğunu, bunun Suriye’ye gönderildiğini ve önümüzdeki birkaç hafta içinde yola çıkacaklarını söylediğini belirtti.

BBC Türkçe, planla ilgili Lübnanlı yetkililere görüş talebinde bulunmuş oldu sadece hemen hemen cevap alamadı.

2018'de, Jdaidat Yabous sınır kapısı üzerinden, Lübnan'dan Suriye'ye dönen Suriyeli mülteciler.

Kaynak, Getty Images

Birlemiş Milletler Sığınmacılar Yüksek Komiserliği plana iyi mi bakıyor?

UNHCR, Lübnan’daki tartışmalarda mühim bir yer tutuyor.

Peki kurum, geri dönüş yaklaşımını iyi mi değerlendiriyor?

Mevzuyla ilgili BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan UNHCR Lübnan Sözcüsü Paula Barrachina, Suriye’ye geri dönüş yaklaşımı mevzusunda şunları söylüyor:

“Suriyeli mültecilerin büyük bir kısmı eninde sonunda Suriye’ye dönmeyi ümit etmekle beraber geri dönüşe dair kararları, değişik faktörlere dayanıyor.

“Sığınmacılar, Suriye’deki durumla bağlantılı değişik faktörlerin toplamına dair kaygı duymaya devam ediyor. Mevcut durumda UNHCR, mültecilerin Suriye’ye büyük boyutlarda gönüllü geri gönderilmesini ne kolaylaştırıyor ne de teşvik ediyor.

“Bununla birlikte her yıl binlerce sığınmacı geri dönüş hakkını uyguluyor. Bazıları dönmeden ilkin UNHCR ile temas kuruyor ve bu durumlarda UNHCR, danışmanlık hizmeti benzer biçimde sınırı olan destek sağlayabiliyor.

“UNHCR, mültecilerin temel bir insan hakkı olan ülkelerine, kendi seçtikleri bir zamanda, özgürce ve gönüllü olarak dönmeleri hakkına saygı gösterme çağrısı yapıyor.”

Hükümetin planıyla ilgili UNHCR’ın tavrını sorduğumuzda ise Barrachina, “UNHCR, mültecilerin olası zulüm tehlikesi ile karşılaşacakları ülkelere geri gönderilmemesi ilkesi ile dönüşlerin gönüllü, güvenli ve onurlu doğasını muhafaza etmek doğrultusunda gereksinimleri desteklemeye devam edecektir” yanıtını veriyor.

“Lübnan hükümetinin şimdilik Suriyeli mültecilerin dönüşüyle ilgili bir planı UNHCR ile paylaşmadığını” belirten Barrachina, “hükümetle, yapıcı iş birliği ve diyaloğu sürdüreceklerini” söylüyor.

Lübnan'daki bir UNHCR kayıt merkezi.

Kaynak, Getty Images

İnsan hakları örgütleri niçin karşı çıkıyor?

Internasyonal insan hakları örgütleri ise planı eleştiriyor.

Bunun en mühim gerekçelerinden biri, Suriye’deki şartların dönüş için uygun olmadığını savunmaları.

BBC Türkçe’ye konuşan Internasyonal Af Örgütü (Amnesty International) Lübnan araştırmacısı Reina Wehbi, “Internasyonal Af Örgütü’nün araştırması, Suriye yönetiminin bireylere yönelik çeşitli ve büyük insan hakları ihlallerinde bulunmaya devam etmesi sebebiyle, mültecilerin dönüşünün güvenli olmadığını gösteriyor” diyor.

Wehbi, “Vatana ihanet, muhaliflik yada ‘terörizm’ algıları, güvenlik güçlerinin suçlamalarını körüklüyor ve sonrasında da dönenlere işkence ve öteki fena muameleleri uyguluyorlar. Bunlar içinde cinsel istismar ve saldırı, hukuk dışı ve tadı tutuklama ve zorla yitirme de var” diye devam ediyor.

Wehbi’ye bakılırsa bunlar göz önünde tutulduğunda geri gönderme internasyonal hukuka aykırı:

“Döneceklerinde tutuklanma riski bulunması sebebiyle Internasyonal Af Örgütü, bu süre diliminde Suriye’ye herhangi bir dönüşün, 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin 33. maddesinde (Sığınmacı ve sığınmacıların zulüm tehlikesinin olduğu bölgelere geri gönderilmesi yasaklanır) bahsedilen geri göndermeme zorunluluğunun ihlali anlamına geleceğine inanmaktadır.”

Lübnan hükümeti geri dönüşlerde “zorlama” olmadığını korumak için çaba sarfediyor.

Wehbi ise bu mevzuda ise “Lübnan hükümeti, fizyolojik olarak mültecileri isimlerini kaydettirmeye yada sınıra giden otobüslere binmeye zorlamıyor. Bununla beraber, Lübnan’daki oldukca fena şartlar, bilhassa de geçerli oturum vizesi almak ve temel hizmetlere erişimde insanların önüne çıkan bariyerler, Suriyeli mültecilerin tam anlamıyla özgür iradelerini gösterme yeterliliklerine dair kaygıları artırıyor” yorumunu yapıyor.

Bölge ülkelerinin Batı’ya yönelik, sığınmacı krizinin yükünü yeterince paylaşmadıkları yönündeki eleştirileri sorduğumuzda Wehbi, “internasyonal toplumun, mültecileri ağırlayan ülkelerle sorumluluğu paylaşması icap ettiğini” söylüyor.

Suriye askerleri

Kaynak, Getty Images

BBC Türkçe’ye konuşan İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch – HRW) Lübnan araştırmacısı Nadia Hardman da planın sığınmacılar açısından oldukca kaygı verici bulunduğunu söylüyor:

“Lübnan, kesinlikle oldukca insanı ağırlıyor. Avrupa, mültecilerle ilgili yükümlülüklerini dışarı yaptırmak istedi. Bunu unutmamamız lazım.

“Öteki taraftan Lübnan oldukca büyük bir ekonomik krizden geçiyor ve sığınmacılar günah keçisi olarak görülebiliyor. Lübnan bir taraftan da Suriyelilerle ilgili olarak, on senelerdir Lübnan’da yaşayan Filistinliler’inkine benzer şekilde, uzun soluklu bir durumla karşı karşıya kalmak istemiyor. Onlara geçici gözüyle bakıyor.

“Buradaki Suriyeliler esasen özgür bir yaşam yaşamıyor. Genel olarak yasal bir statüleri yok. Her 10 Suriyeliden biri aşırı yoksulluk içinde yaşıyor.

“Bir de bunların üzerine bu yeni plan oldukca kaygı verici. Lübnan’ın ekonomik krizde bulunduğunu anlıyoruz sadece buna verilecek yanıt bu olmamalı.”

Hardman, HRW’nun da Suriye’nin dönüşler için güvenli olmadığını savunduğunu belirtiyor:

“Rejim aynı rejim, güvenlik aygıtı aynı güvenlik aygıtı. Aynı insan hakları ihlalleri devam ediyor. Hiçbir şey değişmiş değil, hesap verebilirlik yok. Geçen yıl yaptığımız bir çalışmada, Suriye’ye dönen mültecilerin iyi mi insan hakları ihlalleriyle karşılaştıklarını kayıt altına aldık.”

Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Aoun (Solda) ve Lübnan Yerinden Edilmiş Kişiler Bakanı Issam Şerafeddin (Ortada).

Kaynak, Getty Images

Hükümet eleştirilere ne diyor?

Hükümet yetkilileri ise insan hakları örgütlerinin eleştirilerini haksız buluyor.

Yetkililer, Suriye’de son yıllarda duyuru edilen aflarla dönüş için güvenli bir ortam oluştuğu görüşünde .

Lübnan Yerinden Edilmiş Kişiler Bakanı Issam Şerafeddin, Temmuz ayında verdiği bir röportajda; insan hakları örgütlerinin, Suriye’ye dönen mültecilerin hapis ve zorla yitirme benzer biçimde vakalarla karşılaşmış olduğu yolundaki raporlarını, “bir korku kampanyası” diyerek eleştirdi.

Bakan, “Suriye hükümetinin eski silahlı muhalifler ve siyasal muhalifler hakkında suçlamaları düşürmeyi kabul ettiğini” savundu ve “Suriye devletinin mevzu güvenlik olduğunda dahi birçok dönüşle ilgili meseleleri kolaylaştırmasına şaşırdım. Tabanca taşımış olanlardan bile feragat ediliyor” dedi.

UNHCR ve mültecilerle ilgili bağış meydana getiren ülkelerin, yardımlarını Suriye’ye tekrardan yönlendirme mevzusundaki isteksizliklerini de eleştiren Şerafeddin, bunun mültecileri dönüşten vazgeçirdiğini savundu.

Şerafeddin, “UNHCR’ın pozisyonu ne olursa olsun plana devam edeceğiz” diyor.

Planın gelecek günlerde hem Lübnan’da hem de bölge devletlerinde oldukca daha yoğun bir halde tartışılması planlanıyor.

Yoruma kapalı.

uaeupdates.com deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler seo paket