- Vivien Cumming
- BBC Earth

Kaynak, Corey Ford / Getty Images
Antarktika diyince akla ilk gelen sözcükler, buzlar, tenha ve soğuk. Sadece devamlı bu şekilde değildi.
Güneydeki bu büyük kıta, içinde dinozorlar gezen ormanlarla kaplı bir dönem de geçirdi.
Peki şimdi bu kadar soğuk ve yırtıcı olan bu tabiat parçası, iyi mi oluyor da bir zamanlar dünyanın en büyük yaratıklarına ev sahipliği meydana getirecek kadar sıcaktı?
Bunu idrak etmek için zamanda bir seyahat yapmamız gerekiyor.

145 ila 66 milyon yıl öncesine rastlayan Kretase döneminde Antarktika’da buz yoktu.
Bu kadar uzun bir vakit öncesi size bir şey ifade etmeyebilir, sadece bir gök taşı dünyaya çarpıp da dinozorların sonunu getirmeden önceki son çağ olduğundan o dönemde burada buz olmadığını biliyoruz.
O zamanlar her iki kutupta da ormanlar vardı.
Ağaçların ve soğukkanlı sürüngenlerin fosilleri, bilim adamlarının o dönemde iklimin iyi mi bulunduğunu anlamalarına destek oldu.
Soğukkanlı sürüngenler hayatta kalmak için güneşin sıcaklığına gereksinim duyuyor. Bugün bile onları gündüzleri ısınmak için güneşlenirken görüyoruz.
Kış aylarında güneşin kaybolduğu kutuplar, karanlıkta hayatta kalmalarını sağlayacak kadar sıcak olmalıydı.
“İklimin evrimi”
Bilim adamları geçmişte iklimin iyi mi bulunduğunu idrak etmek için okyanusta yaşayan foraminifer adındaki fosil organizmaların kabuklarından faydalanıyor.
Bu kabukların analizi ve değişik türlerin yaşadıkları dönemlerin bilinmesi yardımıyla okyanusun o dönemlerdeki sıcaklığını kestirmek mümkün.
ABD’deki Smithsonian Tabiat Zamanı Müzesinden Dr. Brian Huber, Kretase periyodu ile ilgili çalışmalarında Antarktika etrafındaki derin deniz alanlarına odaklanıyor.
“En iyi detayları foraminiferlerden elde ediyoruz, bu sebeple hem dipteki çökeltilerde yaşayan ve böylece okyanusun dibindeki ısıyı kaydeden foraminiferlere, hem de okyanusun en üst elli metresinde yaşayan ve atmosferik sıcaklıkları kaydeden planktoniklere sahibiz” diyor.
“Bu detayları zaman içinde bir araya getirip, okyanusun tüm dünyadaki değişik bölgelerinden alınan kabukları çözümleme ettiğinizde, iklimin evrimi hakkında hakikaten iyi bir düşünce ediniliyor.”
Huber, Antarktika çevresindeki Cenup Okyanusu’nda bulduklarına ilk başta inanmakta zorlandıklarını, bu sebeple bunların fazlasıyla sıcak bir döneme işaret ettiğini konu alıyor.
Cenup kutbu dairesinde 30 dereceye varan sıcaklıklar kaydettiklerini söylüyor.

Kaynak, Jeff Overs/BBC
Bu yüksek ısılar, Kretase sürecinin ortalarına rastlıyor.
O dönemde atmosferdeki karbondioksidin artması sonucunda sıcaklıkların yükseldiği “Kretase Serası” diye anılan bir sera tesiri yaşanmıştı.
Peki bugün buzlarla kaplı olan Antarktika’nın, Kretase döneminde dinozorların gezdiği, ağaçların yeşerdiği bir alan olmasını elde eden neydi?
Huber, “Kretase sürecinin ortalarında deniz tabanı yayılması oranının daha süratli bulunduğunu ve volkanik kaynaklardan çıkan karbondioksidin arttığını biliyoruz” diyor.
Deniz tabanı yayılması, volkanik aktivite ile oluşan yeni okyanus tabanının hareket etmesi olarak tanımlanabilecek bir süreç.
Kıtaların zaman içinde sürüklenmesi deniz tabanı yayılmasıyla açıklanıyor.
Huber ile meslektaşları hala, Kretase dönemindeki sera tesirini araştırıyor.
Şimdi olduğu benzer biçimde geçmişte de iklim değişimleri yaşandığını biliyoruz.
Şimdiki sera etkisiyle aynı mı?
Peki şimdiki sera etkisiyle, Kretase döneminde gerçekleşen vakalar arasındaki fark ne? Antarktika kısa süre içinde buzların olmadığı yeni bir döneme girebilir mi?
Huber, “Geçmişteki jeolojik vakalarla karşılaştırdığımızda hakikaten eşi görülmemiş bir hız ve büyüklükte bir değişiklik yaşıyoruz. Yalnız on seneler içinde atmosfere yüz milyarlarca ton karbondioksit salıyoruz. Oldukça büyük yanardağlar bile bu kadar kısa sürede bu oranda karbondioksit çıkaramaz” diyor.
Huber gelecekle ilgili olarak da, “Büyük bir olasılıkla on seneler, kim bilir yüzyıllar sonrasında daha süratli akmaya süregelen buz akıntıları göreceğiz ve bilhassa Batı Antarktika’nın batısındaki buzullar azalmaya başlamış olacak” ifadesini kullanıyor.
Huber’e nazaran, buzun akış hızı göz önüne alındığında, Antarktika’nın on seneler içinde buzullardan arındığını görmemiz mümkün olmayacak.
Buzulları inceleyen bilim adamları, deniz seviyesi yükselmeye başladığında buzun daha süratli aktığını ve bunun da yeniden deniz seviyesini yükselttiğini söylüyor ve bu döngü devam ediyor.
Huber, Antarktika’daki buzulların ortadan kalkması olasılığı hakkında, “Evet, olabilir. Bence emareler aslına bakarsanız ortada” şeklinde konuştu.
Antarktika’da bir ihtimal yeniden dinozorlar dolaşmayacak. Fakat buz olmayan bir dönem başlaması olasılığını göz ardı etmemek gerek.
Bunun insanoğlu için iyi mi olacağını bilmenin ise hiçbir yolu yok, bu sebeple kutuplarında buz olmayan bir dünyada asla yaşamadık.
Yoruma kapalı.