BM Güvenlik Konseyi’nde Ukrayna tartışması: ‘Nükleer savaştan bahsetmek kabul edilemez’

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi’nin Ukrayna Savaşı mevzusunda yapmış olduğu hususi görüşmede, nükleer bir savaştan bahsetmenin “tamamen kabul edilemez” bulunduğunu söylemiş oldu ve Rus kontrolündeki bölgelerde sözde bir referandum yapmanın “ilhak” anlamına geleceği uyarısı yapmış oldu.

Ukrayna’nın Rusya kontrolündeki bölgelerinde Cuma gününden Salı gününe dek Rusya’ya katılım oylaması yapılması umut ediliyor ve bu bölgeler Ukrayna topraklarının yüzde 15’ini oluşturuyor.

Guterres, BM Güvenlik Konseyi Dönem Başkanı Fransa’nın çağrısıyla Ukrayna’da işlendiği iddia edilen cenk suçlarıyla ilgili meydana getirilen görüşmede, referandum planlarından kaygılı bulunduğunu” belirtti.

Guterres “Bir devlete ilişik herhangi bir bölgenin güç kullanma tehdidiyle ilhak edilmesi BM Şartına ve internasyonal hukuka aykırıdır” dedi.

Rusya lideri Vladimir Putin, ülkesini korumak için çaba sarfetmek için nükleer silahlara da başvurabilecekleri tehdidinde bulunmuştu.

Toplantıda söz alan Internasyonal Ceza Mahkemesi (ICC) Savcısı Karim Khan, Ukrayna’da mahkemenin yetki alanına giren sava şsuçları işlendiğine dair “makul şüpheler” bulunduğunu söylemiş oldu.

Khan ICC soruşturmalarında, sivil hedeflerin kasten vurulması ve çocuklar da dahil Ukrayna nüfusunun başka bölgelere gönderilmesinin ilk olarak incelendiğini altını çizdi.

Amerikan Dışişleri Bakanı Anthony Blinken de “Burada korumak için toplandığımız internasyonal seviye gözlerimizin önünde parçalanıyor. Putin’in bundan kurtulmasına izin veremeyiz” dedi.

Daha sonrasında söz alan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Batılı ülkelerin Ukrayna’daki ihlal suçlamalarını reddetti ve bunu yerine Kiev yönetiminin cezalandırılması çağırısında bulunmuş oldu.

Lavrov “ABD ve müttefikleri internasyonal insan hakları müesseselerinin göz yummasıyla Kiev rejiminin suçlarını örtüyor” dedi.

Lavrov ek olarak “Bugün Rusya’nın saldırısının tüm trajedinin kökeni benzer biçimde göstermeye çalışan bir söylemi empoze etme çabası var. Bu, sekiz yıldan uzun süredir Ukrayna Ordusu ve milliyetçi oluşumlardan savaşçıların Donbas halkını, sırf Kiev’deki darbeyi kabul etmeyi reddettikleri için herhangi bir hesap vermeden öldürmüş olduğu gerçeğini görmezden geliyor. Onlar Ukrayna Anayasası’nın kendilerine verdiği haklara haiz çıkmaya karar verdiler. Bunlara özgürce ana dilleri Rusçayı kullanma hakkı da dahil” ifadelerini kullandı.